11 Ağustos 2010

Dünyanın İlk Günü


Ramazanın ilk günü,aç ve susuzken blogla doymaktan başka nedir çare?Evet uzun zamandır bu kitap hakkında blog yazmak istiyordum,istiyordum ama 10 satırla anlatılamayacak kadar kapsamlı, bir çok farklı kaynaktan beslenmiş bu kitabı yazmak yarına bıraktığımız bugünün işlerinden olmaya başlamıştı.
 Öncelikle kitap yazarın Chicago Institue of Art'a gitmesiyle başlıyor:
'Beyazıt,yandaki Osmanlı Salonu'na girdi.Aradığı kişiyi bulmak için sabırsızlazıyordu.Salondaki rehber,gruba az ötedeki müzayedede gerçeği satışa sunulan resimde tasvir edilen sultanı anlatıyordu:
''As you have all notices,this large gallery is exclusively spared for Mehmet the second,the Conqueror,who got Constantinople from the Eastern Roman Empire in 1453 after a very long,two month siege...''
''This portrait depicts Mehmed II himself and it was drawn by an Italian artist,Gentille Bellini''
ve bu portreyi satın alan kişiyle görüşen Beyazıt,adamdan istediği Albert Balbi'nin seyahatnamesini  alır ve Balbi'nin seyehatnamesi bizi derin bilgilere ulaştırır...Kitapta Balbi'nin Osmanlıyı anlatışı,ölen eşinin yerine koyduğu,ilginç bir şekilde eşine benzeyen,ve onu insan iki kişiye aşık olabilir mi ikilemine iten Nilüfere aşkı,Yeniçeri nizamını,Yeniçeriler arasındaki diyalogları,Bizanstan kaçan küçük Alexander'ın usta bir yeniçeriye dönüşmesiyle beraber,şehre geri dönüp çocukluk aşkına kavuşma isteği,Fatih'in zekası,çok yönlülüğüyle beraber felsefi hikayelere,bir çok kitaptan alıntıya,Firdevsiden İbni Sinaya da yer vermiştir.Olaya Bizans tarafından da bakmayı kendine görev bilen yazar Bizans surlarının yapımına,Bizanstaki halka,imparatorlar arasındaki ilişkilere,Hristiyanlıktaki mezhep çatışmalarına,Venedik ve Ceneviz denizcilerinin rekabetine ve daha bir çok imparatorluğun işleyiş şekline eğilmiştir.Kuşatmayı adeta içindeymişcesine okuyacak,işlerin başta hiç te iyi gitmemesi sürükleyici bir anlatıma işaret ettiğini hissettirecektir.Ve kuşatma nihayet başarılı olduğunda İskender'in çocukluk aşkı Meryem'in evine yürürken ki kalp atışlarını duyacak,onu çocukluk arkadaşı Johnla evlenmiş gördüğündeki hüznünü paylaşacaksınız,ve sonlara doğru Fatih'in yalnızlığını görecek,doktoru tarafından uzun süreli zehirlenen Fatih'in öleceğini hissedercesine ilime,sanata  sarılmasına şahitlik edeceksiniz.Ressam Bellini'yi sarayına çağıran Fatih İranlı bir hükümdarın öleceğni duyduğnda resme,sanata,ilme önem vermesini Belliniye anlatırken şöyle diyor:'Bazen kendimi o adam gibi hissediyorum'.Bellini sultanı resmederken bi yandan onunla sohbet etmek adeta huzur veriyordu,'Ama şimdi sen bana söyle bakalım,Jentil.Anladın mı neden Acem hükümdarı kendini sanata ve ilme vermiş?Çünkü ölümsüzlüğün tek çaresinin bu ikisinde yattığını anlamış.İşte bu yüzden asıl iktidar biz sultanlarda değil,alimlerde ve sanatkarlardadır.Biz göçüp gideriz ama eser kalır,ilim kalır.Bir gün ben de toprak olacağım,ama senin resmin kalacak.'Sonra gülümsedi 'Güzel çiz de insanlar iyi ansınlar'
Yazıma son verirken yazarın bu kitabı yazmak için 6 yıl araştırma yapmış olduğunu,anlattıklarımın kitabın etkileyiciliği yanında devede kulak kaldığını söylemekle beraber,okumanızı şiddetle tavsiye ederim.